Burası dünyamız. Yıl 2022. Henüz yıl yeni başlamışken sizleri 100 yıl sonrasına, 2122 yılına götürmek istiyorum arkadaşlar. Daha doğrusu önümüzdeki 100 yılda neler görebiliriz buna bir bakalım. Hazırsanız kemerlerinizi bağlayın. Çok ilginç bir video sizleri bekliyor.

500 Yıldaki Olağanüstü Değişim

Biliyorsunuz son birkaç yüzyılda çok şey değişti. İnanamayacağınız kadar çok.

İnsanlık tarihinde hiçbir dönem bu kadar hızlı değişime tanıklık etmemişti. Eğer 1071 yılında Büyük Selçuklu Devleti Hükümdarı Sultan Alparslan’ın bir askeri olarak uyuyakalıp, bundan 500 yıl sonra 1571 yılında İnebahtı Muharebesi esnasında uyanmış olsaydınız, dünya yine de gözlerinize çok tanıdık gelirdi. Teknolojide, yaşam biçiminde, siyasi sınırlarda pek çok değişiklik yaşanmış olsa da, yine de kendinizi evinizde hissederdiniz. Buna karşılık, Sultan II. Selim, benzer bir uykuya dalıp 21. Yüzyılda bir iphone’un sesiyle uyansa, etrafındaki dünya tanıyamayacağı kadar yabancı gelirdi. Kendi kendine “Yoksa burası cennet ya da cehennem mi?” diye sorabilirdi.

Geçtiğimiz 500 yıl, insan hakimiyetinin daha önce görülmemiş olağanüstü bir yükselişine tanık oldu. 16.yüzyılda dünyada yaklaşık 500 milyon insan vardı. Bugünse bu sayı neredeyse 8 milyar. 1500 yılında insanlar tarafından üretilen toplam mal ve hizmetlerin bugünkü dolar üzerinden değeri yaklaşık 250 milyardı, bugünse yıllık üretim yaklaşık 60 trilyon dolar. 1500 yılında insanlar günde 13 trilyon kalori enerji tüketirken, bugünkü enerji tüketimi günde 1500 trilyon kalori. İnsan nüfusunun 16 kat artmasına karşın üretim 240, enerji tüketimiyse 115 kat artmış durumda.*

Günümüzün Orta Çağ ile Kıyaslanması

Şimdi sizden günümüzdeki bir savaş gemisinin 16.yüzyıl Osmanlı dönemine gittiğini düşünmenizi istiyorum.

Bu savaş gemisi onlarca kadırgayı dakikalar içerisinde paramparça ettikten sonra dünyadaki tüm büyük güçlerin donanmalarını tek bir çizik bile almadan yok edebilirdi. Aynı şekilde günümüzün beş büyük yük gemisi, II. Selim dönemindeki tüm ticaret filolarının elindeki bütün kargoyu taşıyabilirdi. Modern bir bilgisayar orta çağdaki tüm bilgileri ve tabloları rahatça depolayabilir, üstelik geriye de epey boş alan kalırdı. Benzer şekilde günümüzdeki büyük bir banka, dünyanın eski krallıklarının hepsinin toplamından daha fazla paraya sahip.*

16.Yüzyıl Şehirleri

Peki 16.yüzyılda şehirler neye benziyordu?

Ben size anlatayım.

Mesela pek az şehrin 100 binden fazla nüfusu vardı; çoğu bina kerpiç, ahşap ve kamıştan yapılıyordu ve üç katlı bir bina gökdelen sayılıyordu. Sokaklar tekerlek izleriyle dolu toprak yollardan ibaretti ve bunlar yazın çok tozlu, kışınsa çamurla kaplı halde yayalara, atlara, keçilere, tavuklara ve az sayıda at arabasına hizmet veriyordu. Şehirlerdeki en bilindik gürültüler insan ve hayvan sesleriyle zaman zaman bunlara karışan çekiç ve testere sesleriydi. Gün batımında şehirler kapkaranlık olurdu. Sadece arada sırada bir mumun veya titrek bir meşalenin ışığı görülürdü.

Şimdi soruyorum size.

Böyle bir şehirde yaşayan biri modern İstanbul’u, New York’u ya da Mumbai’yi görse ne düşünürdü?*

Herhalde şaşkınlıktan dili tutulurdu.

Peki günümüz dünyasında yani 2022 yılında yaşayan biri bugün uykuya dalıp sadece 100 yıl sonra, 2122 yılında uyansa ne görür? Neler düşünür?

Emin olun bu durum 1071’den 1571’e yolculuk yapan askerin durumuna hiç benzemezdi. Daha çok Sultan II. Selim’in iphone sesiyle uyanmasına benzerdi.

Şimdi gelin 2122 yılına kadar bizleri nelerin beklediğini 10 madde halinde tahmin edelim.

10) Ekosistemin Değişimi

Buzulların erimesi, denizlerdeki krillerin tükenmesi ve endüstriyel aktiviteler nedeniyle imparator penguenler ve kutup ayıları gibi nadide birçok türün nesli tükenecek. Kuraklık, orman yangınları, çölleşme, tarım ve endüstriyel genişlemenin sonuçlarına bağlı olarak Amazon ormanlarının yüzde 80’i yok olacak. Amazon’un flora ve faunasının yok oluşuyla birlikte birçok yerli halk topluluğu da ortadan kalkacak.

Küresel ısınmanın bir sonucu olarak, batı Antarktika’nın bazı bölümleri Alaska, İzlanda ve İskandinavya’nın iklimlerine benzeyecek. Bazı kutup bölgelerinde yüzey buzunun erimesi büyük ölçekli insan yerleşimini mümkün kılacak. Kutuplar, milyonlarca nüfusa sahip olan çok sayıda kasaba ve binaya ev sahipliği yapacak. Genetik modifikasyon sayesinde en kuzey bölgelerinde bile tarım faaliyetleri mümkün olacak.

9) Teknolojik Tekillik ve Biyomühendislik

En basit bilgisayarlar bile tüm insanlığın toplamından daha fazla hesaplama gücüne sahip olacak. Bilgi işlem gücü öngörülemez bir seviyeye ulaşacak. Teknolojik tekillik gerçekleşecek. Genetik, nanoteknoloji ve robotik devrimleri sayesinde insan beyninin karmaşık yapısı çözülecek ve nanobotlar yardımıyla insan yaşamı uzatılacak. Hatta yaşlanma tersine çevrilebilecek. İnsanlar sadece ağır kazalar ve yaralanmalar sonucu hayatlarını kaybedecekler.

Genetik mühendisliğiyle zenginler; cinsiyetine, ten, saç ve göz rengine, boyuna kadar önceden karar verebilecekleri genleri tasarlanmış bebekler dünyaya getirecek. Biyomühendisler nesli tükenmiş olan hayvanların genlerini baştan yazarak onları geri getirmek üzerine çalışmalar yürütecek. İnsan bedeni üzerinde yeni kodlar yazılarak beyindeki devreler yeniden düzenlenecek, biyokimyasal denge değişecek, hatta yeni uzuvlar geliştirilecek.

Siborg mühendisliği bunu bir adım öteye taşıyarak bedenlerimizi, organik olmayan biyonik eller, yapay gözler ya da kan dolaşımımızda seyrederek sorunlarımıza teşhis koyup hasarları onaracak nanorobotlar gibi araçlarla birleştirecek. Böylesi bir siborg, herhangi organik bir bedenin hayal bile edemeyeceği kabiliyetlere sahip olacak.

Neuralink gibi projeler sayesinde insanlar sadece düşünerek araçları kontrol edebilecek. Cep telefonu gibi akıllı cihazların görevlerini beyne takılan mikroçipler üstlenecek. Böylece insanlar konuşma gibi temel faaliyetlerini bile telepatik bir şekilde gerçekleştirecek. Yabancı dil öğrenmek tarihe karışacak.

8) Sismolojideki Gelişmeler

Jeofizikçiler yerkabuğunu ve fayların tamamını, yüzeyin yaklaşık 50 km altına kadar haritalayabilecekler. Gelişmiş bilgisayarların simülasyonları bir depremin ne zaman ve nerede meydana geleceğini ve kesin büyüklüğünü tahmin edebilecek. Böylece kapsamlı önleyici tedbirler alınacak.

Bununla birlikte bazı ülkeler devasa mühendislik projeleriyle bir adım daha ileri giderek depreme en yatkın bölgeleri korumak için güvenlik ağları oluşturacaklar. Bu insan yapımı kanallar, yerin derinliklerine kadar giderek nanoteknoloji tabanlı sıvı veya jeli fay hatlarına enjekte edecekler. Bu da kaya katmanlarının birbirine geçmesini kolaylaştıracak.

Yağlamanın mümkün olmadığı noktalarda sistematik patlayıcılar kullanılarak ani ve büyük depremler yerine bir dizi çok daha küçük deprem meydana getirilecek. Bu yöntem kullanılarak büyük depremler daha küçük şiddetteki depremlerle tamponlanacak. Bu sayede yüzeydeki yapılar zarar görmeyecek ve kıyı bölgelerinde tsunamiler engellenebilecek.

7) Yapay Zeka

Her alanda, sanayi ve tarımda büyük ölçekli otomasyon cihazları yapay zeka ile desteklenecek. Sanal ve robotik meslektaşlarımız bizim yerimizi alacak. Güçlendirilmiş yapay zeka; iş dünyasından devlet yönetimine, ordudan imalata ve hizmet sektörüne kadar her yeri kapsayacak. Yapay zeka, çoğu zaman insan aklıyla birleştirilecek ve insan zekasını kısmi de olsa genişletme becerisine sahip olacak.

22.yüyılda artık otonom, hata yapmayan arabalar tamamen insanların yerini alacak. Neredeyse yüzde yüz doğrulukla hastalıkları teşhis edebilen yapay zekaya sahip robotlar, şehrin tüm trafik ışıklarını kontrol eden ileri düzey algoritmalar, karmaşık ekonomi modellerini saniyeler içerisinde çözümleyen hesaplamalar ve 2 haftalık hava durumunu yüzde 99 isabetle tahmin edebilen programlar hayatımızın vazgeçilmez birer parçası olacak.

6) Yüzen Mikro Uluslar

22.yüzyılın başında, New York, Londra, Hong Kong, Şangay ve Sidney gibi büyük dünya şehirlerinin çoğu yükselen deniz seviyeleri nedeniyle sulara gömülecek. Kurtarılabilecek olan bazı kıyı şehirleri 2 metre yükselen okyanus sularının şehrin içlerine kadar girmemesi için trilyonlarca dolar harcayacak. Yüz milyonlarca insan göç etmek zorunda kalacağından iç kesimlerde yeni, hiper metropoller inşa edilecek. Ancak yine de artan dünya nüfusunu küçülmüş verimli topraklara sığdırmak çok zor olacağı için, yüzebilen, ada şeklinde şehirler inşa edilecek. Bu şehirler mevsimsel, ekonomik ve sosyopolitik sebeplerden dolayı yer değiştirebilecek.

22.yüzyıl teknolojisiyle donatılmış adalarda; sanal gerçeklik süitleri, android robot hizmetçiler, sanal arkadaşlar, yüzme havuzları, anti-gravity araçlar için iniş pistleri ve özenle hazırlanmış botanik bahçeleri bulunacak.

 5) Ay ve Mars Kolonizasyonu

Uzaya daha çabuk ve ekonomik olarak çıkabilmek için uzay asansörleri inşa edilecek. Düzinelerce kalıcı Ay kolonisi kurulacak. Nanoteknoloji ve 3 boyutlu baskıdaki gelişmeler üslerin günler hatta saatler içerisinde inşa edilebilmesini sağlayacak.

Ay kraterlerinde bulunan donmuş suyun yoğun olarak bulunduğu güney kutup bölgesinde Ay vatandaşları hayatlarını sürekli olarak sürdürecek. İlk defa bir insan dünya dışı bir yerde, Ay’da doğarak Ay vatandaşı sayılacak.

Dünyada nadir bulunmasına rağmen Ay yüzeyinde bol miktarda bulunan Helyum-3 nükleer füzyon yakıtı sayesinde Ay’da galaktik sanayi devrimi başlatılacak. Ay materyalleri dünyaya bile ihraç edilecek. Ay turizmi başlayacak. Ay’a gitmek artık herkes için hızlı, nispeten uygun fiyatlı ve güvenli bir hale gelecek.

Atmosfer ve diğer hava sirkülasyonları olmadığı için dünya merkezli teleskoplara göre büyük avantaj sağlayan Ay’a, tarihin en büyük teleskoplarından biri inşa edilecek ve bu sayede yepyeni keşifler yapılacak.

Ay üzerinde kurulan devasa üsler Mars’a gitmek için gerekli bir durak haline gelecek ve ilk Mars kolonileri hayata geçirilecek. Mars’ı dünyaya benzeterek yaşanabilir kılmak amacıyla birçok proje ortaya konacak. Uluslararası anlaşmalar imzalanacak ve Mars toprakları eyaletlere bölünecek.

4) Transatlantik Maglev Treni

Tarihin yapılmış en iddialı ve en büyük mühendislik projesi olan transatlantik tünel inşaatı bitirilecek. Aşırı hızlı manyetik levitasyon teknolojisi kullanan trenlerle saatte 6400 km hıza ulaşılacak. Bu treni kullanan yolcular bir saatten kısa bir sürede Avrupa’dan Amerika’ya seyahat edebilecek. Aynı sistem büyük nüfuslu merkezleri birbirine bağlayarak mesafeleri uçaklardan çok daha fazla kısaltacak.

3) Kitlesel İşsizlik ve Evrensel Temel Gelir Modeli

Bilişim teknolojisi ve biyoteknolojinin kesişmesiyle ortaya çıkacak devrim kısa süre içerisinde milyarlarca insanı iş dünyasının dışına atacak. Makine öğrenmesi ve robot teknolojisi, yoğurt yapımından yoga eğitmenliğine kadar hemen her iş alanını kapsayacağı için dünya kitlesel işsizlik durumuyla karşı karşıya kalacak.

Yapay zeka; öğrenme, analiz etme, iletişim kurma, hatta insan duygularını anlama gibi becerileri yapabilir hale gelecek ve pek çoğunda insanları aşacak bir seviyeye ulaşacak. İnsanlar için pek çok yeni meslek ortaya çıksa da işlevsiz bir sınıf da doğacak. Teknoloji ve sanayileşme o kadar hızlı kabuk değiştirecek ki eş zamanlı bir şekilde hem yüksek işsizlik oranı hem de nitelikli işçi eksikliği yaşanacak.

Ortalama haftalık çalışma saati 20 saatin bile altına düşecek. İnsanların kalan muazzam boş zamanlarında zihinlerini ayakta tutabilmek için ilaçlar, sinirsel geribildirim yöntemleri ve meditasyon gibi etkin stres azaltma tekniklerine ihtiyaç duyulacak.

Devletler meslekleri değil insanları koruma ilkesi çerçevesinde şekillenen ve insanların temel ihtiyaçlarını karşılayıp sosyal statü ve onurlarını koruyan yeni kanunlar çıkaracak. Evrensel temel gelir modeliyle devletler, algoritma ve robotları kontrol eden milyarderler ve şirketlerden büyük vergiler toplayacak. Bu vergileri işsiz kalanların ve yoksulların temel ihtiyaçlarının karşılanması için kullanacak.*²

2) Femtoteknoloji

21.yüzyılın eskimiş teknolojisi olan nanoteknolojinin yerini pikoteknoloji hatta femtoteknoloji alacak. Metrenin katrilyonda biri anlamına gelen femtometre ölçeğinde geliştirilecek teknolojiler sayesinde; ışınlanma teknolojisi, anti-yerçekimi gibi teknolojilerin önü açılacak. Muazzam basınçlara ve gerilme kuvvetlerine dayanabilen, tamamen şeffaf, yüksek derecede parlak ya da ultra yoğun olmasına karşın son derece hafif olan metaller üretilecek. Bu sayede Güneş’in yüzeyinde ya da yer altındaki magmada rahatlıkla kullanılabilen keşif araçları yapılacak. Daha uzun vadedeyse bu gelişme yıldızlararası gemilerin ışık hızına yakın yolculuklarına katkı sağlayan büyük atılımların önünü açacak.

1) Transhümanizm

Transhümanizm dünya çapında hızla tırmanacak. Ortalama bir vatandaş dahi çok çeşitli biyoteknoloji implantlarına ve kişisel tıbbi cihazlara sahip olacak. İnsanlar hiç hata yapmayan yapay organlar, süpermen benzeri duyular sağlayan biyonik gözler ve kulaklar, kullanıcının zekasını artırmak için kullanılan nano ölçekli beyin arayüzleri, ölümcül toksinleri filtreleyebilen ve tek nefeste saatlerce oksijen sağlayan sentetik kan gibi imkanlara sahip olacak. Böylece her insan bir çeşit siborga dönüşecek.

Hatta İnsanlar o kadar ileri gidecekler ki; kendi zihinlerini yapay ortamlara aktararak ölümsüzlük projelerini hayata geçirecekler. Böylece yüksek bilgi işlem gücü kapasitesi yardımıyla, maddeyi akılla bütünleştirerek tüm evrene yayılmanın önünü açacaklar.

Fakat bu sentetik ortama aktarılan ölümsüz insanların biyolojik bedenlerinde mevcut olan bilinçlerine mi yoksa sadece o bilincin bir kopyasına mı sahip oldukları konusunda tartışmalar yaşanacak. İnsanlar öldükten sonra sanal ortama aktarılmak konusunda ikiye bölünecekler. Bazı insanlar sonsuza kadar yaşama arzusuyla yanıp tutuşurken, bazı insanlar sonsuzluğa karışmayı daha doğru bulacak.

Ve tüm bunların sonunda insanlık tarihte hiç olmadığı kadar parlak olmasına karşın bir o kadar da korkutucu, öngörülemez bir geleceğe sahip olacak.

Kaynaklar:

*Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens – YUVAL NOAH HARARI

*²21.yüzyıl için 21 ders – YUVAL NOAH HARARI

https://www.climatecentral.org/

https://2050.earth/artworks

https://www.amazon.com/gp/product/038551705X/ref=cm_rdp_product

https://www.futuretimeline.net/22ndcentury/2100-2149.htm#floating-cities

https://big.dk/#projects-sfc

https://www.nap.edu/read/18966/chapter/7#53

https://www.futuretimeline.net/

https://neuralink.com/

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya girin