Ne istediğini bilen, özgür ruhlu, doğa tutkunu, vahşi bir genç kadın.
Yunan mitolojisinin en güçlü Tanrısı Zeus’la Leto’nun kızı.
Apollo’nun ikiz kardeşi.
Avcıların, doğumun, bekâretin ve Ay’ın Tanrıçası.
Artemis.
NASA’nın yeni insanlı Ay programının adı.
İnsanlık uzaya ilk defa 4 Ekim 1957 yılında araç gönderdi. Sputnik-1. Sovyetler Birliği tarafından gönderildi. Uzaya ilk defa bir insan 12 Nisan 1961’de çıktı. Yuri Gagarin. O da Sovyetler Birliği tarafından gönderildi.
1969’daysa insanlığın uzay tarihindeki bu yarışı ilk defa bir insanın Ay’a ayak basmasıyla zirveye ulaştı. ABD’nin yürüttüğü Apollo 11 göreviyle Neil Armstrong bu şerefe nail oldu. Evrimin bundan önceki 4 milyar yıllık tarihi boyunca hiçbir organizma Dünya’nın atmosferinden çıkmayı başaramamıştı. Bu gerçekten de kozmik bir başarıydı.
Ay’a giden astronotlar sadece Apollo 11 göreviyle sınırlı kalmadı. NASA, Apollo 12, 14, 15, 16 ve 17 görevleriyle defalarca kez Ay’a insan göndermeye devam etti. Keşifler yapıldı. Pek çok örnek toplandı.
1972 tarihli Apollo 17, Ay’a insanlı yapılan son yolculuktu. Bu yolculuktan sonra insanlı seferlerin başka gezegenlere yapılması fikri doğdu ancak yolculuk zamanları o kadar uzun ve projeler o kadar masraflıydı ki bu düşünceler hayata geçirilemedi. Hatta Amerika, Ay’a bir daha insan göndermeyi bile düşünmedi. Ne de olsa uzay yarışını kazanmıştı.
Şimdi aradan yıllar geçti.
Tam 50 yıl.
NASA Artemis programıyla Ay’a yeniden insan göndermeyi hatta orada daimi bir üs kurmayı planlıyor arkadaşlar. Ve yarın buna dair ilk somut adımını Artemis-1 göreviyle atacak.
Peki neden?
Neden bunca yıl sonra tekrar Ay’a hatta Mars’a gitmenin planları yapılıyor. Ay’da bir üs kurmak bizim ne işimize yarayacak? Bu kadar parayı Dünya’yı daha iyi hale getirmek için harcayamaz mıyız? Neden gelişmiş ülkelerin uzay programları var?
Gelin bu videoda hem bu soruların cevabını arayalım hem de Artemis programının ne olduğuna yakından bakalım.
İçindekiler
Artemis Programı Nedir?
Artemis programı Ay’ı yeniden keşfetmek için 2017 yılında ABD tarafından başlatılan bir uzay programı. Ay’ın yüzeyine bir üs ve yörüngesine bir istasyon kurmayı hedefliyor.
Bildiğiniz gibi 2009 yılında Ay’ın güney kutbunda milyonlarca ton su buzu bulunduğunu keşfettik. NASA ve ortakları Artemis programıyla işte bu donmuş suyun bulunduğu güney kutbuna üs kuracak arkadaşlar. Çünkü suyu arıtabilirlerse insanlar için kullanılabilir hale getirebilirler. Hatta bileşenlerine ayırabilirlerse nefes almak için oksijen ve yakıt için hidrojen bile elde edilebilir.
Dümende kendisi olsa da NASA bu görevde tek başına değil. Hem diğer devletlerin uzay ajanslarıyla hem de SpaceX gibi özel şirketlerle işbirliği içerisinde olacak. Aslında çok uluslu bir görev olduğunu söyleyebiliriz.
Artemis, Apollo programındaki gibi sadece erkeklerin gerçekleştireceği bir keşif programı da olmayacak. Bu sefer hem bir kadın, hem de bir siyahi insan da Ay’a gönderilecek.
Programın Üç Aşaması
Görev temel olarak üç aşamadan oluşuyor. Giderek zorlaşacak olan bu görevlerden birincisi yarın gerçekleştirilecek olan Artemis-1 görevi. Bu görevle NASA, Ay’ın yörüngesine insansız bir uzay aracı gönderip geri getirerek bazı testler yapacak. Mürettebatlı uçuştan önce her şeyin güvenli olduğundan emin olacak.
İkincisi Artemis-2. Bu görevle ise NASA, Ay yörüngesine astronot gönderecek. Yani Artemis-1’in aksine mürettebatla beraber yapılan bir test uçuşu diyebiliriz.
Ve üçüncüsü ise Artemis-3. Bu görevle ise astronotlar nihayet Ay’da ve yörüngesinde inşa edilmiş düzenli bir yaşam alanına yerleşecek.
Unutmadan şunu da söyleyeyim. NASA, Artemis programıyla sadece Ay’a gitmeyi ve yerleşmeyi değil aslında bunun da ötesinde bir şeyler yapmak istiyor arkadaşlar.
Sonraki adım Mars.
Uzay Fırlatma Sistemi (SLS)
Tabii böylesine uzun ve kapsamlı bir görev için çok güçlü bir rokete ihtiyacınız var. Bunun için NASA, ticari ortaklarıyla birlikte dünyanın en güçlü roketini tasarladı. Space Launch System kısaca, SLS.
Peki SLS hangi bileşenlerden oluşuyor?
Orion Uzay Aracı
SLS’in en önemli bölümü astronotların içerisinde bulunacağı Orion kapsülü. Orion sadece bir kapsülden ibaret değil. Hemen altında bir servis modülü var. Bu modülün kendine ait motoru ve yakıt deposu var. Ayrıca astronotların yaşaması için gerekli olan oksijen gibi yaşam destek sistemleri de bu servis modülünde.
Orion bir de fırlatma iptal sistemine sahip. Kalkış sırasında eğer bir sorun çıkarsa bu sistem devreye girecek ve astronotlar SLS’ten ayrılarak güvenli bir şekilde yere indirilecek.
Bütün bu sistemlerin altında bir kargo bölümü, yine kendi motoru ve yakıtı bulunan üst keşif bölümü ve SLS’in ana gövdesi bulunuyor. Ana gövdenin hemen iki yanında da katı yakıtla doldurulmuş yardımcı iticiler var.
100 metrelik bu devasa roketin ağırlığı 2800 ton. Sadece roketi fırlatacak yakıtın ağırlığı ise 2400 ton. Dünyanın yer çekimini ve hava sürtünmesini yenmek kolay bir şey değil tahmin edebileceğiniz gibi.
Neyse ki Ay’da böyle sorunlar yok.
Artemis-1’de Ne Yapılacak?
İlk görevde (yani Artemis-1’de) Orion, yaklaşık dört ila altı haftalık bir süre boyunca Ay yörüngesinde kalacak. Dünyaya dönerken her zamankinden daha hızlı bir şekilde dönecek. Bu, çok ısınmasına neden olacak. Çünkü NASA bu görevle Orion uzay aracının yeteneklerini ve dayanıklılığını sonuna kadar zorlamak istiyor arkadaşlar. Takdir edersiniz ki bir sonraki görevde herhangi bir astronotun canını tehlikeye atmak istemiyorlar.
Uzay Görevlerinin Tehlikesi
Uzay görevlerinin ne kadar tehlikeli olduğunu 1986’daki Challenger ve 2003’teki Columbia Uzay Mekiği kazalarıyla çok iyi anlamıştık. Challenger kalkıştan sadece 73 saniye sonra herkesin gözünün önünde paramparça olmuş ve 7 astronotun hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Columbia’da ise mekik iniş sırasında yerle temas etmesine sadece 16 dakika kala atmosferde yanarak parçalanmıştı. Bu kaza da yine 7 astronotun hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı.
Base Camp ve Lunar Gateway
Artemis Programı, Ay’ın yüzeyine kurulacak olan bir üs ve yörüngede Gateway adı verilen bir iletişim merkezinden oluşacak. Ana üsse bir çeşit minibüse benzeyen Ay kruvazörü ve arazi aracı eşlik edecek. Gateway ise hem bir laboratuvar hem de keşif araçları ve astronotlar için bir yaşam alanı olarak hizmet verecek. Ay’daki minik ISS diyebiliriz. Oldukça önemli bir nokta olacak yani anlayacağınız.
Bu iki nokta arasındaki taşımacılığı yapacak olan uzay aracı ise HLS. Yani Human Landing System. İşin bu kısmını SpaceX üstlenmiş. HLS bir SpaceX tasarımı.
Tabii bunların hepsi Artemis-1 göreviyle gerçekleştirilmeyecek. 2030’lara kadar adım adım kurulacak.
Her şey hazır olduğunda ise astronotlar Artemis-3 göreviyle Ay’a iniş gerçekleştirecek. Önce Orion kapsülüyle Gateway’e kenetlenecekler ve bir kısmı buradan operasyonları yürütürken bir kısmı da HLS’e binerek Ay yüzeyindeki üsse inecek. Dönüşte de yine aynı şekilde önce HLS ile Gateway’e, sonra da Orion’la Dünya’ya gidecekler.
Neden Yeniden Ay’a Gidiliyor? Bunca Emek ve Para Niye Harcanıyor?
Peki neden bunca yıl sonra yeniden Ay’a gidiliyor. Neden Mars’a gitme planları yapılıyor?
NASA bu soruya üç başlık altında cevap vermiş:
Birincisi tahmin edebileceğiniz üzere bilimsel keşifler yapmak. Mesela Ay’da bulunacak muhtemel madenler insanlığa yepyeni enerji kaynakları sağlayabilir. Güneş sistemimiz hakkında çarpıcı bilgiler bulabiliriz. Ama bundan da önemlisi Mars çok daha zor bir görev olacağı için Ay aslında Mars’a giden yolda bir ara durak. Bir nevi eğitim ve öğrenme sahası olarak kullanılacak.
İkincisi bir takım ekonomik faydalar yaratmak. Yani yeni teknolojiler elde etmek. Yeni endüstrileri beslemek ve nitelikli iş gücü talebini artırmak.
Üçüncüsü ise yeni nesillere ilham vermek. Çocukları ve gençleri bu konularda cesaretlendirmek ve onların hayal gücünü genişletmek.
Bir dördüncüsünü de ben ekleyeyim. ABD, bu görevle tüm Dünya’ya şunu söylemek istiyor aslında:
“Bakın biz Ay’a hâlâ gidebiliyoruz. Ama bu sefer bir sonuç olarak değil, başlangıç olarak. Hedefimiz bundan da ilerisi. Biz çok güçlüyüz.” mesajını vermek istiyor.
Sonuç:
Hani videonun başında bir soru sordum ya. Neden bunca emek ve para harcanıyor demiştim. Bu kadar kaynak dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek için yeni teknolojiler geliştirmek adına kullanılamaz mı?
Bu soruya başka bir soruyla yanıt vermek istiyorum.
İnsanlığın yararına olan pek çok teknoloji bu büyük uzay programlarının bir yan ürünü değil mi zaten?
Elbette elimizdeki gezegeni çok iyi korumalı ve daha yaşanabilir hale gelmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Eğer dünyaya bir zarar verdiysek bunu düzeltebilecek olan da yine bizleriz. Bunun için de gelişmiş teknolojilere ihtiyacımız var.
Belki Ay’da yepyeni füzyon yakıtı kaynakları keşfedeceğiz. Belki Mars’ta karbondioksiti geri dönüştürmeyi öğreneceğiz. Ya da çok az suyla büyüyebilen ekinler yetiştirmeyi Ay’da kurduğumuz kolonimize borçlu olduğumuz günler gelebilir.
Uzay programları uzun vadede ülkelerin teknolojik yetkinliklerine, eğitimine, gelişmişliğine, uluslararası arenadaki itibarına ve dolayısıyla ekonomisine önemli katkılar yapar. İnsanları ortak bir vizyon etrafında birleştirir.
İşte bu yüzden uzay programları önemli arkadaşlar. Atamızın da dediği gibi:
“Kanatlı bir gençlik memleketin geleceği bakımından en büyük güvencedir. Bir gün Batılı ayaklar Ay’da ayaklarının izlerini bırakacaklarsa, bunların arasında bir de Türk’ün bulunması için şimdiden çalışmalara girişmek, aşamalar kaydetmek gerekir”
Çünkü…
“İstikbal göklerdedir”
Kaynaklar ve İleri Okuma:
https://www.nasa.gov/specials/artemis/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Challenger_Uzay_Meki%C4%9Fi_kazas%C4%B1
https://tr.wikipedia.org/wiki/Columbia_Uzay_Meki%C4%9Fi_kazas%C4%B1
https://en.wikipedia.org/wiki/Artemis_program
https://en.wikipedia.org/wiki/Space_Launch_System