Kelebek etkisini daha iyi anlamak için önce bir hikaye ile başlayalım. 23 Ağustos 2005’te Bahamalar’ın güneydoğusunda güçlenen tropikal bir fırtına, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün kronolojik listesinden bir isim bulmuştu kendine arkadaşlar, Katrina.
İçindekiler
Katrina Kasırgasının Başlangıcı
Hesaplamalara göre Katrina, önce Miami ve Missisipi kıyılarını, sonrasında 27 Ağustos sabahı saat 10’da New Orleans’ın da içinde bulunduğu güney Louisiana’yı vuracaktı.
Sahil güvenliği, hava kurtarma ekipleri ve birçok merkez, güvenlik çalışmalarına başladı. Olağanüstü hâl emrinin verilmesiyle birçok şehirde okullar tatil edildi. Risk altındaki ilçeler için boşaltma emri verildi ve yaklaşık 1 milyon kişinin şehri aynı anda terk etmeye çalışmasıyla yollarda izdihamlar yaşandı.
Şehri terk edemeyen sahil şeridi sakinleri için 57 acil durum sığınağı ve 31 yedek sığınak hazırlandı. Körfez kıyısı boyunca elektrik, su ve doğalgaz altyapısının tamamı kapatıldı. Artık herkes tehlikenin boyutlarının farkındaydı ve bütün dünya Katrina’nın ilerleyişini anbean takip ediyordu. Katrina yolunu iyice New Orleans’a çevirdiğinde beşinci günündeydi ve bu zamana kadar Meksika Körfezi kıyılarında yarattığı sellerle ciddi hasarlara ve can kayıplarına yol açmıştı.
Esas Yıkım ve Kayıplar
Ancak esas yıkım New Orleans’ta oldu. Saatte 280 km hıza ulaşan rüzgârla şiddet kategorisi 5’e yükselen Katrina şehre geldiğinde, bölgeyi az çok bilenler alınan önlemlerin pek de işe yaramayacağını anlamıştı. Çünkü New Orleans’ın rakımı, deniz seviyesinin altındaydı. Sellerden korunmak için bir set sistemi olsa da, bu şiddette gelen bir kasırgayı durdurmaya yetmedi. Selin günler boyunca iç bölgelere yayılmasıyla New Orleans’ın yüzde 80’i sular altında kaldı. 6 metre yükselen deniz suları bazı evlerin çatılarına kadar suya gömülmesine neden oldu. 1836 kişi hayatını kaybetti ve 125 milyar dolarlık hasarla bir kasırgada yaşanan tarihin en büyük maddi kaybı kayıtlara geçti.
Türkiye’de kanat çırpan bir kelebek ABD’de kasırgaya neden olabilir mi?
Peki gerçekten de mesela Brezilya’da kanat çırpan bir kelebeğin Amerika Birleşik Devletleri’nde böylesine dev bir kasırgayı başlatması mümkün mü arkadaşlar? Hatta bunu biraz daha abartarak Türkiye’de kanat çırpan bir kelebeğin Amerika kıtasında bir felakete sebep olabileceğini söylesem. Amma da abarttın be Kar Saçlı Adam demeden önce size bu işin bilimsel açıklamasını anlatmama izin verin. Videonun sonunda da tarihten çok şaşıracağınız bir kelebek etkisine beraber bakacağız. Böylece bana hak vereceksiniz.
Edward Norton Lorenz ve Kelebek Etkisi

1961 yılında, Lorenz adlı bir meteoroloji uzmanı hava tahminleri yaparken, laboratuvarındaki bilgisayarında garip bir şeyler keşfetti. Lorenz, hava durumunu bilgisayarında modelleyerek sayısal bir hava durumu tahmin sistemi üzerinde çalışıyordu. Hava olaylarını rakamlara ve kodlara indirgemişti. Bilgisayara öğrettiği kurallarla bu girdilerden nasıl hava sonuçlarının çıkacağını gözlemliyordu.
O günkü bilgisayarlar bugünkülere oranla çok daha düşük kapasiteli olsa da yine de bir insanın yapabileceğinden oldukça fazla hesaplama yeteneğine sahiptiler.
Bir gün Lorenz, bilgisayarın yaptığı işlemi orta yerinden başlatmak istedi. İşte ne olduysa bundan sonra oldu arkadaşlar. Bilgisayar süregiden bir işlem yaparken, işlemi kesip makinenin vermiş olduğu ara değerlerden birini başlangıç değeri olarak bilgisayara girmeyi denedi. Kısa bir süre sonra hayretle fark ettiği üzere, bilgisayarın verdiği çıktıların bir önceki hesaplama dizisiyle hiçbir ilgisi kalmamış, tamamen farklı sonuçlar vermeye başlamıştı. Başlangıç değerleri neredeyse aynı olmasına rağmen, bu yeni serinin önceki seriyle alakası yoktu.
Lorenz önce bilgisayarın bozulduğunu düşünse de kısa süre sonra durumu fark etti. Kendisi klavyeden ondalık bir sayı değerini bilgisayara girerken, virgülden sonraki altı basamağı kısaltıp üç basamağı girerek işlemi tekrar başlatmakta bir sakınca görmemişti. Çünkü bu kadar küçük bir ondalık değerin hesaplamalar üzerinde bir etkisi olmayacağını düşünüyordu. (0.506127 yerine 0.506 girmişti) Fakat sonuçlar hiç de onun düşündüğü gibi değildi.
Kelebek Etkisi Teriminin Ortaya Çıkışı
Lorenz’in bilgisayara girerken yok saydığı o ondalık basamaklar, değer olarak hava akımları içinde “bir kelebeğin kanat çırpması” kadar önemsizken, kısa bir süre sonra izleyen sonuçlarda büyük farklılıklara neden olmuştu. Yani bir kelebek sadece kanat çırparak büyük bir fırtına çıkarmıştı! Lorenz daha sonra bu bulgularını bir makeleyle yayınladı. Böylece bugün oldukça popüler bir terim olan “kelebek etkisi”ni ortaya koymuş oldu.
“Kelebek etkisi” terimi, dünyanın bir yanında kanat çırpan bir kelebeğin, dünyanın bambaşka bir köşesinde fırtına çıkarabileceğini anlatır arkadaşlar. Kanat çırpan her kelebek her seferinde bir fırtınaya sebep olmaz tabii ki fakat burada işaret edilen bambaşka ve çok önemli bir nokta var. O da şu:
Hava durumu tahmini çok karmaşık bir sistem malum. Meydana gelecek bir fırtınayı çok önceden tahmin etmek istiyorsanız, bir kelebeğin kanat çırpmasından kaynaklanan minik hava akımları kadar küçük değişkenleri bile hesaba katabilecek bir ölçüm ve modelleme sisteminizin olması gerekir. Yani “Her şeyi” ölçemediğiniz ve hesaba katamadığınız takdirde, öngörüleriniz son derece sınırlı ve kısa erimli olmaya mahkumdur.
Kelebek etkisi sadece hava tahminleri gibi olaylarda karşımıza çıkmıyor. Aslında birçoğumuzun hayatında bir kelebeğin kanat çırpması kadar önemsiz gibi görünen fakat gerçekte büyük değişimlere yol açan olaylar olmuştur.
Şimdi gelin size tarihten bir örnekle kelebek etkisinin nelere yol açabileceğine dair bir hikaye anlatayım. Eminim ki çok şaşıracaksınız.
I.Dünya Savaşı Nasıl Başladı?
Avusturya Macaristan Prensi’nin Belediye Sarayı Ziyareti
Yıl 1914. Avusturya Macaristan Prensi Franz Ferdinand’ın eşi kontes Sophie, asil bir aileden gelmediği için Viyana’da dışlanıyordu. Bu yüzden de Arşidük ve eşi yurtdışı ziyaretlerinde çok sıkı bir şekilde korunmuyorlardı.

Evliliklerinin 14. yılında ilk kez aynı araca binme hakkına sahip olan Arşidük ve Kontes, Bosna’ya imparatorluk ordusunun Saraybosna yakınlarında düzenlediği tatbikatı izlemeye gelmişlerdi. 28 Haziran sabahı saat 09.25’te Saraybosna garına vardılar. Bir saat sonra Ferdinand ve eşini taşıyan üstü açık araba, saldırı yapılabileceği istihbaratına rağmen polis eskortu olmadan belediye sarayına doğru hareket etti.
Genç Bosnalılar’ın Suikast Planı
“Genç Bosnalılar” adlı örgüt üyesi olan 4 kişi, Ferdinand’ın belediye binasına gelmesini bekliyorlardı. Onları karşılayan halkın arasına karışarak kamufle olmuşlardı. İlk plan olarak basit bir el bombası atılacak ve Ferdinand’la karısı öldürülecekti. Oluşan karmaşada dörtlü ya kaçacak ya da intihar edecekti.
O an geldi. Örgüt üyelerinden Nedeljko, Çumurja Köprüsü yakınında Ferdinand’ın konvoyuna bir el bombası attı. Bomba Ferdinand’ın aracını ıskaladı ve arkasındaki arabanın altında patladı. Olayda 9 kişi yaralandı ve plan suya düştü. Nedeljko yakalandı, diğerleri ise kaçmıştı.
Suikasttan kurtulan Ferdinand belediye sarayına ulaştı. Belediye başkanı hoş geldiniz konuşmasına başlayacaktı ki Ferdinand araya girip “Misafirlerinizi siz böyle mi karşılıyorsunuz? Bombalarla mı?” diyerek gürledi. Kocasının köpürdüğünü gören Kontes Sophie, belediye başkanından protokolün gereklerini yapmasını istedi. Eşiyle birlikte bombalı saldırıda yaralananları hastanede ziyaret etmek istediklerini söyledi.
Arşidük ve Kontes’in Ölümü
Arşidük’ün Çek asıllı şoförü çok iyi Almanca konuşamıyordu. Çekçe konuşan güvenlik şefi yaralandığı için kimse şoförü bilgilendirmemişti. Programın değiştiğinden haberi yoktu. Şoför yolu şaşırınca müzenin önüne doğru döndü. Ferdinand şoföre durmasını emretti. O anda arkalarındaki altı araç yolun tıkanmasına yol açtı ve geri gidemediler.

Örgütün diğer üyelerinden biri olan Sırp milliyetçisi Gavrilo Princip köprünün diğer tarafında bulunuyordu. Diyabet hastasıydı ve vereme de yakalanmıştı. İlk saldırıda başarısız olunmasına çok sinirlenmesi şekerinin düşmesine yol açmıştı. Bu yüzden de önüne çıkan ilk pastaneden kendisine atıştırmalık bir şeyler aldı.
Pastaneden çıkarken konvoyu gördü. Önündeydiler, şaşırmıştı. Aradığı fırsat ayağına gelmişti adeta ve bu fırsatı kaçırmadı. Franz Ferdinand ve Kontesle arasında sadece metreler vardı. Silahını çıkardı ve 5 el ateş ederek Arşidük’le Kontes’i öldürdü. Sonrası da bildiğiniz gibi arkadaşlar. I.Dünya Savaşı’nın fitili ateşlenmişti.

Savaşın Başlaması
Suikastten Sırbistan’ı sorumlu tutan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, 28 Temmuz 1914’te Sırbistan’ı işgal etti. Rusya, Sırbistan’ı destekleyince Almanya, Avusturya-Macaristan’ın yandaşı olarak Rusya’ya savaş ilan etti. Fransa 1892’de imzaladığı İkili İttifak Antlaşması çerçevesinde Rusya’yı destekledi. Bunun üzerine Almanya, Fransa’ya da savaş ilan etti. Alman birlikleri Fransa’ya saldırmak için Belçika’ya girdi. 1839’da herhangi bir saldırı karşısında Belçika’ya yardım etmeye söz vermiş olan Birleşik Krallık, 4 Ağustos 1914’te Almanya’ya savaş ilan etti. Böylece I. Dünya Savaşı Avrupa’da başlamış oldu.
I.Dünya Savaşı yüksek ihtimalle Arşidük Franz Ferdinand öldürülmeseydi de bir şekilde başlayacaktı. Savaş öncesi gerçekleşen; sanayi devrimi, Fransız İhtilali, büyük devletlerin ham madde ve pazar arayışına yönelmesi, sömürgecilik yarışı, silahlanma, büyük devletlerin topraklarını koruma gayesi gibi birçok olayla beraber çeşitli ittifaklar kuran devletler, zaten olası bir dünya savaşı hazırlığındaydılar. Ferdinand’ın suikastı da bu barut fıçısını ateşlemeye yetti ve zincirleme olaylar birbirini takip ederek dünya savaşı başlamış oldu.
Kelebek etkisi, işte bu suikast olayında da gördüğümüz gibi küçük ve önemsemediğimiz bazı kararlarımızın gelecekte ne kadar büyük sonuçlar doğurabileceğine dair büyük bir kanıt olarak karşımıza çıkıyor.
Şimdi şöyle bir analiz yapalım arkadaşlar.
Eğer Gavrilo Princip düşen şekeri yüzünden pastaneye girmeseydi, Ferdinand tam da onun önünde durmuş olmayacak ve ölmeyecekti. Ya da Ferdinand’ın şoförü yolu şaşırıp müzenin önüne dönmeseydi, Ferdinand onun durmasını istemeyecek ve her şey yolunda ilerleyecekti. Daha da geri gidersek Ferdinand’ın bir suikastten kurtulduktan hemen sonra yaralananları hastanede ziyaret etmek istemesine ne demeli? Belki de ilk bomba patladığında bütün planlar iptal edilmeliydi. Ya da Arşidük ve Kontes istihbaratı dikkate alıp o gün imparatorluk ordusunun tatbikatını izlemeye hiç gelmemeliydi mi dersiniz? Böylece I.Dünya Savaşı da hiç başlamamış olurdu. Bu listeyi geriye doğru sınırsız bir şekilde uzatabiliriz.
İşte kelebek etkisi budur.
Sonuç:
Hayatınızda verdiğiniz küçük kararların aslında ne kadar büyük değişimlerin başlangıcı olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Hiçbir şeyi küçümsemeyin. Belki bir kitap satın almak, belki güzel bir şarkı dinlemek, belki hayır diyebilmek, belki de işe giderken her zaman tercih ettiğiniz yolu değiştirmek hayatınızda hiç tahmin edemeyeceğiniz bir değişimin başlangıcı olabilir.
Kaynaklar:
Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler – Prof. Dr. Sinan CANAN
https://en.wikipedia.org/wiki/Hurricane_Katrina
https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_deadliest_Atlantic_hurricanes
https://www.haberturk.com/dunya/haber/963270-1-dunya-savasini-baslatan-suikast/12
https://www.mynet.com/bir-dunya-savasi-bahanesi-franz-ferdinand-suikasti-190101089446
https://www.youtube.com/watch?v=emuAzK8SmcM
https://tr.wikipedia.org/wiki/I._D%C3%BCnya_Sava%C5%9F%C4%B1
https://www.yenisafak.com/foto-galeri/dunya/dunyanin-kaderini-degistiren-suikast-2031144?page=1
https://en.wikipedia.org/wiki/Gavrilo_Princip
https://tr.wikipedia.org/wiki/Saraybosna_Suikast%C4%B1
https://www.youtube.com/watch?v=HbJaMWw4-2Q
https://en.wikipedia.org/wiki/Assassination_of_Archduke_Franz_Ferdinand